Airbus Fello'Fly Projesi

Fatih Varlık
0
Airbus Fello'Fly Projesi

“Fello’fly” Airbus tarafından geliştirilen bir kavram olup, biyomimikriden esinlenerek göçmen kuşların uçuş şemasını taklit edip, uzun menzil uçuşları sırasında iki uçağın belirli bir formasyonda yakın uçuşuyla “wake energy receival (WER)” fenomenine dayanan bir verimlilik sunmayı hedeflemektedir. Teknik olarak uzun menzil uçuşu sırasında iki uçağın, savaş jetlerine benzer şekilde formasyon oluşturarak, 1.5 nm’ lik ayırma ile aynı rotada uçuşlarını ihtiva eder. Bu sayede öndeki uçağın kaybedilen kinetik enerjisi arkadaki uçak için serbest bir taşıma kuvvetine dönüşür. Serbest taşıma kuvvetinden istifade ederek, potansiyel olarak uçuş başına %5-10 arasında yakıt tasarrufu ve karbon dioksit emisyon azaltımı gibi faydalar vadetmektedir. Programın ilerleyen aşamalarında aynı havalimanından kalkacak olan ve uçuşun büyük bir bölümünü aynı rotada planlayan iki uçağın, ATC onayı sonrasında uçuşun olabildiğince erken bir aşamasında fello’fly formasyonuna geçebilmesi de öngörülmektedir. Fello’fly konsepti içerisinde, potansiyel yakıt tasarrufu hedefleri açısından 2000nm üzeri uçuşlar ve geniş gövde uçaklar asıl ilgi alanını oluşturmaktadır.

Konsepti daha iyi anlamak için biyomimikri ve wake energy receival (WER) terimlerine yakından bakarsak;
- Doğa gözlemlerin akabinde doğadan ilham alan dizaynlar sayesinde daha verimli teknolojiler geliştirmek biyomimikri başlığı altında incelenebilir. Hava araçlarının daha iyi ve daha verimli uçabilmelerini kolaylaştıran tasarımlarından, ağırlıklarına ve aerodinamik yapılarına kadar pek çok unsuru gözetirken; kuşlardan, böceklerden hatta balıklardan esinlenen fikirler hayata geçirilmektedir. Örneğin kartalların süzülerek uçma dinamiklerini daha iyi anlayabilmek için Airbus’ın geliştirdiği “bird of prey” olarak adlandırılan konsept bölgesel hava taşımacılığı için fırsatlar oluşturmaktadır. Benzer şekilde oldukça sessiz avcılar olarak bilinen baykuşların kanat yapılarından ilham alınarak daha az gürültülü uçaklar dizayn edebilmek, uçuş ve yolcu konforu açısından son derece önem addedilen konulardan birine çözüm üretebilme kapasitesi sunmaktadır. Son olarak köpek balıklarının sırt yüzgeç yapılarından esinlenen “sharklets” olarak adlandırılan aerodinamik yüzeyler, Airbus uçakların bir bölümde (A320 NEO) yakıt verimliliğini arttırmak için kanat uçlarında tercih edilmektedir.
bird of prey konsepti
- WER ise yaban kazlarının uçuşları sırasında göze çarpan V şeklindeki formasyonun sağladığı kanat çırpma sırasında oluşan serbest taşıma kuvvetine odaklanarak verimlilik artışı sağlamayı amaçlamaktadır. Yaban kazları ve diğer bazı göçmen kuşlar bu sayede sürü uçuşunun dinamiklerinden faydalanıp, her biri arkasındaki diğer kuş için serbest bir taşıma kuvveti oluşturmaktadır. Bu adaptasyon neticesinde birlikte hareket eden sürü daha uzun menzillere daha az yorularak uçabilmektedir. Sürünün lideri en önde uçtuğundan sebep daha çabuk yorulsa da sürü içerisinde sık sık liderin değişimi sayesinde görev dağılımı başarıyla tatbik edilebilmektedir. Kuşların sürü uçuşlarından analoji yapılarak geliştirilen WER kavramı, öndeki uçağın kaybettiği kinetik enerjinin ardındaki uçak için serbest taşıma kuvvetine dönüşmesi mantığına dayanır. Bu sayede nasıl ki sürü içerisindeki kuşlar daha uzun menzilleri daha az yorularak kat edebiliyorsa, benzer şeklinde belirli bir formasyonda fello’fly olarak uçan uçakların da önemli bir miktarda yakıt tasarrufu sağlaması öngörülmektedir.
2021 yılında Fello’fly kapsamında Airbus tarafından iki A350 ile icra edilen transatlantik bir test uçuşu sonrasında, %5 oranında yakıt tasarrufu yapıldığı bildirilmiştir.
Airbus Fello'Fly Projesi

Fello'Fly uygulanabilir mi?


Halihazırda kullanılan ATC ayırma minimaları ve havacılık otoritelerinin regülasyonları, konseptin karşısındaki en önemli sorunsalları oluşturuyor. Wake kategorilerine göre belirlenen ayırma standartlarının oldukça altına inilen Fello’fly senaryolarının uçuş emniyetine etkileri tartışılıyor. Öte yandan uzun menzil okyanus aşırı uçuşlarda, önceden belirlenen bir waypoint üzerinde ayırma sorumluluğunun ATC’den pilotlara devredilerek (own separation) uçuş emniyetinin sağlanması planlanıyor. V şeklinde formasyon oluşturabilmek için optimum pozisyon tercih edilerek takip eden uçak liderin arkasında konumlanıyor. ATC ile iletişimden ise öndeki lider uçak sorumlu oluyor. Partner uçakların gerekli teknolojik ekipmanlara sahip, aynı irtifada ve benzer seyir hızında olmaları öngörülüyor. Ancak bu noktada da radarlar gibi gözetim sistemleriyle uçaklar arasındaki emniyetli ayırmaları tatbik eden ATC ünitelerinden hız ve seviye gibi tahditler almaksızın fello’fly yapan uçakların haricindeki hava sahası kullanıcılarının (özellikle omni directional bir RVSM hava sahasında) nasıl etkileneceği soru işaretleri oluşturuyor. Ayrıca uçaklar arasında tehlikeli yakınlaşmaları ve kaza-kırım risklerini engelleyen ACAS sistemlerinin de nasıl kullanılacağı merak konusu.

Kaynak:  "Fello'fly", Wake Energy Retrieval Concept of Operations, Airbus.
Etiketler:

Yorum Gönder

0Yorumlar

Lütfen ofansif bir dil kullanmadığınızdan, yapıcı öneriler ve eleştirilerde bulunduğunuzdan emin olun. Yorumlar denetlendikten sonra uygun bulunursa yayımlanmaktadır. Anlayışınız için teşekkürler.

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Kabul ediyorum!) #days=(20)

Daha iyi bir site görüntüleme deneyimi için çerezlere izin verin. Daha fazlası
Ok, Go it!